Anadolu’da peynir kültürü bu
coğrafyaya göç eden Türk boyları ile değişim göstermiş ve çeşitlenmiştir. Kimi
peynirler coğrafyanın kendi kültürel geleneğinde yer alırken kimi ise Anadolu’ya
göç eden Türk Boylarının getirdiği kültürel çeşitliliğin bir etkisi olmuştur.
Erzurum, Kars yöresine yerleşen Türkmen boyları tel peynir gibi uzun
yolculuklara dayanabilen peynirleri beraberinde getirirken Sakarya’ya yerleşen
Abhazlar kaşar peyniri ve dil peyniri arası bir özellik gösteren Abhaz
Peynirini üretmişlerdir. Bugün dünyaca ünlü Roqueforte peyniri ile kıyaslanan Konya’nın
Divle Obruk Peyniri gibi bazı peynirler ise yörenin coğrafi şartlarına göre
ortaya çıkmıştır. Diğer taraftan Kars Gravyer peyniri gibi peynirler ise ülkeye
batılı peynir üreticileri tarafından getirilmiş olup bugün bölgenin önemli
yöresel ürünlerinden biri haline gelmiştir.
Peynirin Anadolu kültüründeki
yeri sadece sofradaki niteliğiyle kalmamıştır. Kanuni döneminde Konya yöresinde
üretilen küflü peynirin seferlerden önce askerlere şifa için yedirildiği
bilinmektedir. Diğer yandan peynir sadece kahvaltı sofralarıyla sınırlı
kalmayıp yemek tariflerinin de bir parçası olmuştur. Özellikle geleneksel
peynir tatlılarının yapımında temel unsur olarak yer aldığı görülmektedir. Bu
tatlılara künefe, Kemal Paşa peynir tatlısı ve peynir helvaları gibi örnekler
verilebilir. Söz konusu peynir tatlılarının bazıları Türk boylarının
beraberinde Anadolu’ya getirdiği lezzetlerdenken bazıları ise kültürel
etkileşimle ortaya çıkmıştır. Örneğin ünlü Türk seyyahı Evliya Çelebi, Bursa ve
Balıkesir başta olmak üzere Marmara Bölgesinde sıklıkla yapılan ve sevilerek
tüketilen höşmerimin yöreye yerleşen ilk Türkmen boyları tarafından
getirildiğinden bahseder. Tatlının adı ise Farsça hoş yani tatlı ve maram yani kaymak
sözcüklerinden türemiştir. Diğer taraftan Osmanlı döneminde basılan ilk yemek
kitabı Melceü’t Tabbâhin’de bu tatlının yapımına dair bir tarif bulunmaktadır.
Peynir tatlıları arasında önemli yere sahip Künefe Arap coğrafyası ile
etkileşim sonucu ortaya çıkan bir lezzetken Kemalpaşa Peynir tatlısının
Anadolu’ya I. Dünya Savaşı sırasında ülkeye gelen göçmenler (muhacırlar)
tarafından getirildiği ifade edilmektedir.
Anadolu’daki peynir varlığına
dair temel kanıtlardan biri de Osmanlı döneminde tutulan bazı defterlerdir.
Matbah-ı Âmire defterleri, Bakkal terekeleri ve narh kayıtları İstanbul çevresi
ve Anadolu topraklarında en sık tüketilen peynirlerin tulum ve kaşkaval
peynirleri olduğunu göstermektedir. Elbette peynir çeşitleri bununla sınırlı
kalmamıştır. Saraydan pazara birçok alanda dil peynir, çayır peyniri, Mudurnu
peyniri, teleme, Midilli loru, Eflak ve Balkan peyniri gibi çeşitlere de
rastlanmaktadır.
Geleneksel lezzetler açısından zengin bir kültüre
sahip ülkemizde bu lezzetlerin kayıt altına alınması bize ait olan değerlerin
kaybolmaması adına önem taşımaktadır. Bu kapsamda ülkemizde son yıllarda
yapılan envanter çalışmaları önem taşımaktadır. Türkiye Geleneksel Peynir
Envanteri de bu amaçla oluşturulmuş olup ülkemize ait bu değerleri kaybolmadan
kayıt altına almayı amaçlamıştır.